28 Aralık 2009 Pazartesi

Büyük Kaptan: Bülent Korkmaz


İnsanoğlu yaşadığı sürece belli hedeflerin peşinden gider. Bu hedefler bir anlamda umuttur. Kimi zaman bu yolda tek başına yürürsün kimi zaman bir topluluk içinde gidersin. Eğer tek başına isen ve gittiğin yol cefalı ise insan içinde birçok gitgeller yaşar. Bir tarafı yapma der vazgeç der bir tarafı sonuna kadar git der. Genelde bu iki tarafın kaynağı akıl ve yürektir. Yaptığımız her işte bizi yönetenlerdir. Ne akılsız nede yüreksiz olunabilir. Topluluklar ise aslında insan bedeni gibidir. Kimisi o grubun eli kolu ayağı olur, kimisi beyni, kimisi de yüreği olur. İşte bugün konuşmak istediğim adam bir yürek insanı; Bülent Korkmaz. Bir mahalle takımı olan Tayfunsporda başlar macerası. Üstelik ortasaha oyuncusu olarak attığı 29 golle takımını finale taşır. 2-0 mağlup duruma düşerken finalde , rakip takım oyuncuları "nerede sizin golcünüz" diyerek 'cesur yüreğin' Avrupa şampiyonluğuna kadar uzanan fitilini ateşler. 2 gol daha atar ve turnuva kazanılır. 8 Lig şampiyonluğu, 6 Türkiye Kupası, 5 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 6 TSYD Kupası, 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa ve Dünya Kupası 3.lüğü. Cesur Bülent Korkmaz'ın başardıkları. Cesur'u bir sıfat olarak değil isim olarak söylüyorum çünkü 43 sene evvel bugün Osman Korkmaz ve Nevin Korkmaz’ın yeni doğan bebeklerine koydukları isim buydu. Her ne kadar nüfus müdürlüğündeki memur sadece Bülent ismini kağıda yazmış olsada futbol kariyeri boyunca yaptıklarıyla, babasının koymak istemiş olduğu ismi haklı çıkardı. Özellikle son çeyrek asırda Türk futbolunun yetiştirdiği en iyi defans oyuncularından biri olarak gösterilir taraflı tarafsız. Hatta en iyisi. Bir Galatasaraylı olarak kulüpten çok taraftarların ona çok şey borçlu olduğunu düşünürüm. Sahada taraftarların endişeli gözlerle izledikleri maçlarda yenilmeyi kabul etmeyen yapısıyla bizi cesaretlendirmesi, soyunma odasında kaptan olarak ve o formanın maneviyatını çok iyi bilen biri olarak diğer futbolculara da bunu aşılamak için sarfettiği sözleri, tekmeye kafa koyması ve ne kadar kötü dönemler yaşasa bile hatta Galatasaray A takımından kızağa çekildiği zamanda ve sonrasında bile yaşadığı haksızlıklara rağmen bizi incitecek hiç bir konuşma yapmaması onu biz Galatasaray aşıklarının gözünde ölümsüz yapmıştır. O Galatasaray futbol takımının Achilles'i, Leonidas'ı, William Wallace idi. Herkes !kariyerini! öne sürerek gitse bile gemisini bırakıp gitmeyen kaptandı. İşin garip tarafı o bırakıp gidenlerden daha iyi bir kariyere sahip olmuştur. Bu tip göz önünde olan futbolcular yıllar sonra hatırlandığında herkes bir tarafından yani unutamadığı bir sahneden anımsar. Tabiki de Kopenhagdaki finalde Bülentin 2 kez kolunun çıkması ve kenarda oyuna girmek için çırpınırken vücudunun bir mumya gibi sarılması sadece benim değil birçok sporseverin unutamadığı bir sahnedir. İsmini anımsayamadığım bir rakibe karşı serbest vuruştan orta sahadan attığı golde benim için unutulmazlardandır. Yanılmıyorsam takımın 5. golüydü. Bülent Korkmaz deyince biraz tebessüm ederim. Aklıma Manchester United deplasmanında 4-0 yenildiğimiz ve ManU nun bizi futbol olarakta dağıttığı bir maçta Hayrettin'in beşikten yediği golden sonra Bülente bağırması ve Bülentin çok şey anlatan yüzünün ifadesi gelir. Unutamadığım karelerden biri de hatırlayamadığım bir avrupa maçında sedyeyle dışarı çıkarken hakeme ettiği küfürlerdir. Bu küfüleri duymadım. Deplasmandaki bir maçtı ve UEFA'nın yayıncı kuruluşu, Bülent sedyeyle dışarı çıkarken zoomluyordu. Bülent kaptan sedyede yarı doğrulmuş bir şekilde Türkiye'deki her insanın anlayabileceği bir şekilde saydırıyordu. Çok gülmüştük. Kariyerinin sonları başta olmak üzere genelde çok eleştirilmiştir. Yalnız ondan sonra özellikle Milli takımda savunmada çok büyük sıkıntılar çektik. Hala bu sıkıntılar bitmiş yada aşılmış değildir. Arayış devam etmektedir. Futbolu bıraktıktan sonra değeri daha çok anlaşıldğına inanırım. Bazısına göre Küçük Bülent, bazılarınca Cengaver, bazılarınca Cesur Yürek, bazılarınca Büyük Kaptan. Ben başlıkta Büyük Kaptanı kullandım çünkü özellikle Galatasaray takımında kaptanlık yapabilmek için küçüklüğün olmasa da :) cengaverliğin , cesaretin yani yürekliliğin olması şarttır. Büyük Kaptan bunların bütünüdür. Ailenle Birlikte Mutlu, Sağlıklı Nice Yıllara Cesur Bülent Korkmaz.

Zaman dursa
Hepimiz yine çocuk olsak...
Mahallenin arsasında plastik topa vursak...
Her sene ama her sene hayat bilgisi okusak...
Pikapta bir Ömür Göksel 45’liği* çalsa...
Shogun seyretsek siyah beyaz ekranda...
Hiç ama hiç büyümesek...
Sen hep Küçük Bülent kalsan...

Durmuyor işte zaman
İçimi(zi) acıtıyor...
Biliyorduk birgün...............
Bilmezden geliyorduk...
Kapatıyorduk gözlerimizi
Akıyordu ah o hain zaman...
Sensizlik nedir biliyor muyuz ki biz...
Sorsana Büyük Kaptan!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder