10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kaptan'ın Vedası

Merhaba uzun zamandır yazmıyordum eski kayıtlarıda sildim ama uzun zaman sonra beni akşamın hatta gecenin bu vaktinde yazmaya iten sebep Arda Turan oldu.Akşam Galatasaray'ın resmi sitesinde ikinci defa A.Madrid ile görüşmelerin başlandığı borsaya bildirildi. Biraz üzüntü, hafif hayal kırıklığı ve sonunda duyduğum kızgınlık ki haddi aşacak cinsten değil. Tek okuyucum olan(yani ben ;) blog sayfasının tuşlarında soluğu almamı sağladı.İlk önce üzüntülüyüm çünkü son 3 senedir yerden yere vurulsada Arda Turan biz Galatasaraylıların gözbebeğidir. Onun gitmesi bize tabiki acı veriyor ama kendi kariyeri ve futbol hayatı için  geleceğinin daha iyi olma olasılığını düşününce "varsın gitsin sevdiğine" der oluyorum, belkide çok takımdaşımın düşündüğü gibi yada azımızın.Hadi bunun tesellisi var ama diğer üzüntümün yok işte. Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri olan Kaptanımızın, Avrupayı dize getiren tarihi zafelerle dolu kulübümüzden bir elle tutulur başarı bile yaşayamamış olması o sevinci yada olabilecek o efsane kadronun isimlerinden biri olamadan takımdan ayrılıyor olması beni gerçekten üzdü. Napalım! Eminim o benden daha çok düşünmüştür bunu.
     Hayal kırıklığıma gelecek olursak; takip edenler hatırlar. Fatih Terim'e 1 ay önce yanılmıyorsam temmuzun ilk haftasıydı Arda ile ilgili soru sorulduğunda, onun son iki senedeki performansından dolayı Galatasaray'ın alacaklı olduğunu belirtmişti ve Cüneyt Tanman, Bülent Korkmaz yada kendisi gibi uzun yıllar bu formayı terletip bir efsane olabileceğini anlattı yada en azından ima etti. Ben şahsen bu konuşmalara karşılık Arda'nın sessizliğini hiç hayra yormasamda katıldığı bi programda "Ben hakikaten gitmeyi düşünüyordum ama Fatih Terim gelince bunu rafa kaldırdım" demesi yüreğime su serpmişti.Şimdi bunun hayal kırıklığını yaşıyorum. Şu an itibariyle tarafların anlaştığını öğrendim 12M euro hayırlı olsun.
     Kızgınlık... Niye değil mi? gitmesine hiç sözüm yok hatta geçen kabus sezon bittiğinde inşallah Arda avrupaya gider dileğimi her Galatasaray muhabbetlerinde araya sıkıştırdım. Öyleyse neye kızıyorum ben!!! Bir takımın başına bir hoca yeni geldiğinde ve hoca biraz olsun idealist ise bir kağıt kalem çıkarır ve yazar " Ben bu takımı kimlerin üzerine inşa edecem" . Fatih Terim'in bu geleneğidir. 1. seferinde bu iskelet; Tafo-Pope-Hagi-Kral idi. Yada herkes böyle kabul etti oynanan oyundan.2. seferinde acı ama gerçek; iskelet olabilecek bir takım verilmedi ona . 3. ve büyük ihtimale son seferinde o beyaz kağıda ilk sırada sizce kimi yazmış olabilir?
     Her seferinde gitmemesi gerektiğini dile getiren hatta bir röportajda "Benim için bu mevzu kapanmıştır. Galatasaray için böyle bir sorun yoktur" diyen Hocamız şimdi ne durumdadır bilemiyorum.Yada neler düşündüğünü bilmek isterdim. Arda'ya kızgınım çünkü madem gerçekten gitmek istiyordun 1-1.5 ay önce Fatih Hoca ve ekibi bu yola girdiğinde "Kusura bakma Hocam bana müsaade" deyip niye çıkıp gitmedin. Bunun yerine her Galatasaraylıyı senin kalacağın rahatlığına inandırdın. GSTV'ye Sabri ile çıkıp gitmeyeceğini söyledin .Neden?! 1 ayda ne değişti? 2 kampa katıldın. Takımın kalmış şurda 1 yada 2 transfer ihtiyacı, taraftar keyifli, hazırlık maçları dört köşe,herşey yolunda sen bir anda bu kararı alıyorsun. Bana kalırsa Kaptanımızın (Böyle diyorum çünkü o benim için ve Galatasaraya gönül veren futbolcuların değerini bilen taraftarlarımız için de hep öyle kalacak) hem futbol olarak hem mental olarak hemde profesyonellik olarak Avrupa'da öğreneceği çok şey olduğuna inanıyorum. Malum profesyonellik deyince ülkemizdeki insanların çoğunun anladığı; ezeli rakibin daha fazla parayı verince hemen onun formasını giymen! Profesyonelliğin bir parçası: Doğru Kararı Doğru Zamanda Verebilmektir.
      YOLUN AÇIK OLSUN ARDA TURAN , İNŞALLAH HERŞEY İSTEDİĞİN GİBİ GİDER...