13 Nisan 2014 Pazar

HANGİ DÜNYANIN DERBİSİ?

    
Geçen pazar evlere şenlik bir derbi daha izledik! Aslında 3 büyük kulübümüze özellikle son 10 senede bize yaşattıkları derbi tecrübelerinden dolayı başarı plaketi verilmeli. Futbolumuzun piri TFF en kısa sürede bu işi yapmalıdır. Böylelikle şu ana kadar yaptıkları en kayda değer işi yapmış olurlar. Şaşırıyorsunuz değil mi? Böyle yazdığım için şaşırmayın. Ben asıl şaşkınlığı her derbide yaşıyorum. Bir derbide sahada rakı şişesi görüyorum berikinde viski şişesi.. Derbi günü gelip çattığında "acaba bu derbi sulu mu susuz mu geçecek" derken, bir bakıyoruz teknik direktörün alnından kan akıyor yani kanlı geçiyor. Bizim gibi saf futbol seyircilerini bir kez daha şaşırtmayı başarıyorlar. Bu kan akma olayı sadece bir maçta bir teknik direktörün başına gelen münferit bir olay olmuyor tabi diğerinde yrd. antrenör bir diğerinde çevirmen ödemesi gereken kanı ödüyorlar.. Biz bu derbilerde sahaya atılan yüzlerce pet bardak/şişeyi de emektar Ali Sami Yen'e yapılan saygısızlığı da gördük.. Karanlıkta "atılan" kupaları da, "ben şampiyon olmadıktan sonra gerisine.." mantığıyla Türkiye lig şampiyonuna yapılan saygısızlığı da gördük.. Futbolcu dövmek için sahaya inen taraftarda oldu bu derbilerde, rakip takıma toplu sıra dayağı atmak için sahaya inen binlerce taraftarda.. Kavga mı soruyorsunuz? Onu da gördük efendim.. Başrollerini 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında Milli takımımızın yıldızlaşan 3 ismin 2 sinin oynadığı yumrukların savrulduğu kavgayı izlettiler bize sağ olsunlar. Takım-Taraftar-Hakem-Teknik heyet-Yönetim 5'lisinin her türlü kombinasyonuna şahit olduk evelallah. Taraftara dönüp tombala çeken futbolcuyu mu dersiniz, tribüne ana avrat küfreden kaleci yada futbolcu mu istersiniz, hakeme tüküren futbolcuyu mu seçersiniz, tercih sizin! 75.000 kişilik stada 80.000 kişiyi doldurup maçın tatil olmasına sebep olan başkanları da gördük, maç sonunda 5 asırlık Osmanlı'dan kalan kuruma hakaret edenleri de.. Evet güzide başkanlarımız ve yöneticilerimizde bu derbileri güzelleştirmek için ellerinden geleni yaptılar bu sürede.. Mesela geçen sene 1 hafta-10 gün boyunca süren bildiri savaşlarının ardından bir derbi yaşandı. Ben o maçın sonucunu hatırlamıyorum. 40 saatte düşünsem hatırlayamayacağım. Ama 10 sene geçse de unutmayacağım şey o maçın sonunda bir genç hapse diğeri mezara gitti. Buna sebep olan başkanların keyifleri yerinde, açılıştan açılışa koşturmaya, kameralara sırıtmaya, bildiri üstüne bildiri yayınlamaya ve hala kaç milyon insanın temsil edildiği bir koltukta oturduklarından ve bu insanların onların ağızlarına baktıklarından bihaber devam ediyorlar en iyi bildikleri işi yapmaya ellerine bulaşmış kanla..

Yukarıda anlattıklarıma ve aklıma gelmeyen yada daha uzatmayayım diye yer vermediğim numunelere bir enstantanede son derbide eklendi. Melo'nun etik dışı mı diyeyim edepsizce mi diyeyim terbiyesizce mi demem gerekir karar veremediğim ama yaptığı davranışa bile anlam veremediğim hareketi yıllarca süren derbi "güzelliklerinin" son halkası oldu. Yazımın başında belirttiğim gibi her derbi ben ve benim gibileri şaşırtmaya devam ediyor. Burada yazılı ve görsel medyadaki usta! kalemlerin %99'un yazdığı veya konuştuğu gibi "bak o iyiydi, bu kötüydü" mavalı okuyup insanları aptal yerine koymaya çalışmayacağım. "Biz sizi yukarıda da gördük aşağıda da" diye çok güzel bir söz vardır. Anlayan anlar anlamayan yukarıdaki girişimi bir kez daha okur.

Bu kadar vukuata karşın görmediğimiz, konuşmadığımız, konuşamadığımız tek şey maalesef futbol.. Korkarım ki konuşamadığımız tek şey olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Artık derbilerde kimse kim kazanır yada kaç kaç biter muhabbeti yapmıyor. Her derbiye "bu maçta ne olacak acaba?" "kaç kırmızı kart çıkacak?" "bahsine gireyim bu maç bitmeyecek" "kimler kavga edecek?" muhabbetleriyle taraftarlarımız hazırlanıyor. Bir derbi karşılaşmasının öncesi, kendisi ve sonrasıyla resmen korku, gerilim, aksiyon dallarında filmler çekiyoruz. 15 milyonluk şehrin valisi ve emniyet müdürlerinin derbi öncesi normalde olağanüstü olan ama artık klasikleşen toplantıları ise utancımızın kanıtı..

İşte size "Dünya Derbimiz"... Yıllardır dünyadaki diğer derbileri de izliyoruz, ilgileniyoruz, takip ediyoruz. Diğer derbilerde kötü olaylar yaşanmıyor mu? Bizdeki kadar olmasa da yaşanıyor tabi ama oralarda azınlık çoğunluğa yada şöyle diyeyim kötüler iyilere hükmedemiyor. Orada yanlış yapan biri çıktığında aynı saftaki biri çıkıp "senin bu yaptığın yanlış" diyebiliyor. Bizdeki gibi sahiplenip, halı altına süpürülmüyor. Oradaki derbileri izlediğimizde bizdeki gibi buram buram hasetçilik kokmuyor derbiler, futbol kokuyor, kalite kokuyor, medeniyet kokuyor, sahada rekabet kokuyor, bizdeki gibi saha dışında değil. Peki söyleyin muhteremler dünyadaki derbiler böyleyse bizimkiler hangi dünyanın derbisi?