8 Aralık 2010 Çarşamba

Kiraz - Abdullah Ercan

8 Aralık 1971'de İstanbul'da doğan Abdullah Ercan,
İstanbul'un amatör takımlarından Beyoğlu Kapalıçarşı (1994'ten sonra adı Güngören Belediyespor oldu.)'da oynarken keşfedildi.
1990 yılında Trabzonspor'a transfer oldu. Kariyerinin en uzun dönemini Trabzonspor'da geçirdi. 1999–2000 sezonunda Fenerbahçe'ye transfer oldu. Fenerbahçe'deki ilk resmî maçı, 8 Ağustos 1999'da Fenerbahçe - Vanspor Süper Lig maçıdır.
Fenerbahçe'deki son resmî maçı, 15 Mart 2003 tarihinde Elazığspor - Fenerbahçe süper lig maçıdır. 2003-2004 sezonu başında Galatasaray'a transfer olmuştur.
2004-05 sezonunda ise İstanbulspor'a transfer olmuştur. İstanbulspor'da 2006 yılında futbolu bırakmıştır. 71 kez A Milli forması giymiştir. Fenerbahçe formasıyla 1, toplamda 2 kez A millî takım kaptanlığı yapmıştır.

4 Büyük kulübün 3'nde forma giyen Ercan, en başarılı olduğu yılları kendisininde mal olduğu Trabzonspor forması altında yaşamıştır. Unutulmaz sol beklerden biri olan Ercan, Bordo-Mavili forma ile çıktığı 240 maçta 14 gol attı. Trabzon'da geçirdiği 9 sezonun ardından 4 sezon F.Bahçe'de 1 sezon G.Saray'da 2 sezonda İstanbulspor'da oynayan Ercan çıktığı 377 maçta 19 gol atmıştır. A Milli Takım'da ise 2 golü bulunmaktadır. Şu anda Türkiye U-17 Milli takımının başında olan Abdullah Ercan'a başarılar dilerim.

9 Kasım 2010 Salı

Selçuk Yula

1959 yılında bugün Ankara'da dünyaya geldi geleceğin gol kralı ve Fenerbahçe sevdalısı. 1977-79 yılları arası Şekerspor ile başlayan profesyonel futbolu 2. ligde gol kralı olmasının ardından 3 büyüklerin dikkatini çekti. Beşiktaş ve Galatasaray'da O'nu çok istiyordu ama O'nun karar vermesi çok zor olmadı. Gönlünde; her Ankara'ya geldiğinde tribünlerine koşup izlediği, evinde Cemil Turan'dan aldığı imzalı kağıdını sakladığı Fenerbahçe vardı. Sarı-Lacivertli formayı giyebilmek için tahsilini yarıda bırakıp Efsane başkan Faruk Ilgaz'ın isteğiyle rahmetli Semih Bayülken'in yazlığına götürüldü kimse aklına girmesin diye. 7 sene F.Bahçe formasını gururla taşıdı. Sarı-Lacivertli forma ile birçok başarıya ve ilke imza attı; 134 gol attı, 2 kez gol kralı oldu (1981-82, 16 gol), (1982-83, 19 gol) , Fenerbahçe Stadının açılışındaki ilk gol, yine Fenerbahçe Stadın da Galatasaray'a, Beşiktaş'a ve Trabzonspor'a atılan ilk goller, F.Bahçe'nin aldığı son Türkiye Kupasında atılan gollerden ikisi onun imzasını taşır. 1986 yılında, maddi sorunlarıyla boğuşan F.Bahçe'ye Yula için Almanya'dan çok cazip teklif gelmişti. O bu olayı şöyle anlatır:
" Bir yere gitme isteğim yoktu ama kulübün para sıkıntısı çektiğini söylediler. Almanya’dan da Blau-Weiss takımından çok iyi bir teklif vardı. “Gitmek istemiyorum” dedim, yönetim bana “Paraya çok ihtiyacımız var. Merak etme bir sene sonra alırız seni geri. Çok iyi para veriyorlar” dediler. Ben hüngür hüngür ağlıyorum, “Abi ne olur beni göndermeyin” diyorum. Ama gitmek zorunda kaldım."
Almanya'da geçirdiği 1 seneden sonra çok beklediği F.Bahçe yönetiminden teklif gelmedi. Taraftar onu çok istiyordu ama yönetimin içindeki gruplaşmalar buna izin vermedi. Hatta 1988 yılındaki sezon açılışında tribünler "Selçuk" deyip inlerken, Başkan Tahsin Kaya'ya "Paranız yoksa biz alalım" diyen taraftarlar para bile fırlatmışlardır.1987-91 yılları arasında Sarıyer'de top koşturdu. 87-88 sezonunda 32 gol atmasına rağmen aynı sezon 39 gol atan Tanju'nun gölgesinde kalmıştır. Ve Galatasaray'a transfer hikayesi. Bu kadar Fenerbahçe'yi seven biri nasıl Galatasaray forması giyer:
"Sarıyer’de oynarken Fenerbahçe beni alacağını söyledi. “Sarıyer’den ayrıl gel” dediler. Evimi 800 bin liraya sattım ve onu Sarıyer kulübüne verdim. Bonservisimi aldım ve Fenerbahçe’ye geldim. Baktım beni transfer eden yok, hem 800 bin liralık evimden oldum, hem de ortada kaldım. Bırakmayı da düşündüm ama ortada kalınca, üstüne üstlük bir de Galatasaray çok ısrar edince, kabul ettim. Galatasaray’dan bir lira bile almadım. Alp Yalman benimle konuşmak istedi. O dönem Galatasaray’a çok genç oyuncu gelmişti. Alp Yalman benden gençlere ağabeylik yapmamı istedi, “Sen yine Fenerbahçeli Selçuk olarak kalacaksın. Gel burada ağabeylik yap, bir sene kal yeter” dedi. Ondan önce Galatasaray’dan Büyük Mehmet ağabeylik yapmak için Fenerbahçe’ye gelmişti, onun gibi bir şeydi."

21 kez Milli takımda oynayan Yula, 3 kez kaptan olarak sahaya çıkıp, 4'te gol atmıştır. Selçuk Yula bugün spor yorumculuğu yapmaktadır.

9 Ekim 2010 Cumartesi

Süper Lig Tarihimizin Lejyonerleri 1 ; Andre N'gole Kona

   Biz onu Mosheu ve Kushe'yle birlikte Bermuda şeytan üçgeninin son halkası olarak Gençlerbirliğinin ileri ucunda tanıdık. Özellikle 3 büyüklere çok çektirmiştir. Süper ligimizin unutulmaz forveti 16 Haziran 1970 yılında Zambiya sınırına yakın Lubumbashi'de doğmuştur.
1993 yılında Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav'ın, Güney Afrika'dan Mosheu ve Kushe ile birlikte getirdiği 3 futbolcudan biridir. Aynı zamanda Türkiye liglerinde, diğer iki arkadaşı gibi, ilk oynayan Afrikalı futbolculardandır.
   1993-1994 sezonunda Gençlerbirliği'nde oynamaya başlayan ardından Antalyaspor, Diyarbakırspor ve İstanbulspor'da da forma giymiştir. Sıcakkanlılığı ve güzel futboluyla Gençlerbirliği taraftarlarınca çok sevilmiştir. Golcülüğüyle Gençlerbirliği'nin tarihinde de çok önemli bir yere sahip olan Kona, Gençlerbirliği formasıyla attığı 74 golle (12'si penaltıdan) Gençlerbirliği'nin profesyonel liglerde en çok gol atan futbolcusudur. 1988-98 yılları arası Milli Takımına hizmet vermiştir. Zaire Milli Takımı ile 1992 ve 1996 yıllarında Afrika Ulusal Kupasında final oynamıştır. 1996 yılında Milli Takımın başında, tanıdık isim Muhsin Ertuğrul vardı. 1997 yılında Zaire ismi Kongo Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. 1996 yılında ilk G.Birliği macerası sonlandığında yerine 20 yaşındaki Ümit Karan alınmıştı. Süper Ligde oynadığı 265 maçta attığı 97 gol ile 100'ler kulübüne girmeyi kılpayı kaçırmıştır. 2000-2001 sezonunda G.Birliği formasıyla Türkiye Kupasının kazanılmasında oynadığı 5 karşılaşmada 4 gol atarak büyük katkı yaptı. En çok golü Fenerbahçe'ye atmasına rağmen en güzel golünü Galatasaray kalecisi Hayrettin'e atmıştır. Bir ara F.Bahçe'ye imza atma aşamasına kadar gelsede sarı-lacivertli formayı giymek kısmet olmamıştır.

   Şu anda bildiğim kadarı ile Belçika'da yaşamını sürdürüyor. Ondan bugüne kadar Türkiye'ye getirilen her Afrika'lı futbolcunun ekmeğinde payı vardır. Kona gibi çıkar ümidiyle çok topçu getirilmiştir yaşlı kıtadan. Kimisi Kona gibi unutulmaz olmuştur kimiside ismi bile hatırlanmaz olmuştur. Yalnız tuttuğum takımın her Anadolu kulübüyle yaptığı maçta rakip takımın hücum oyuncularına bakıp Afrikalı varmı diye aramam bana Kona'nın mirasıdır. Başta dedim ya çok canımızı yakmıştır. 2000'den sonra futbolla ilgilenenler anlayamaz!

30 Eylül 2010 Perşembe

Evliya Çelebi - Saffet Sancaklı


Eski Yugoslavya'da Tutin şehrinde 27 Şubat 1966 doğdu. Sırasıyla Kültürspor, Vefa, Beşiktaş, Eskişehirspor, Konyaspor, Sarıyer, Kocaelispor, Galatasaray, Kocaelispor, Fenerbahçe, Konyaspor'da forvet mevkiinde oynadı. Faal futbol yaşantısını 1998-1999 sezonunda Kombassan Konyaspor'da bıraktı ve FIFA Futbolcu Menacerliği Lisansı aldı. Süper Ligde toplam 130 gol atarak adını 100'ler klübüne yazdırdı. 3 Büyük klübünde formasını giyen ilk futbolcudur. En parlak zamanını 91-96 yılları arasında Kocaelispor ve Galatasaray'da yaşamıştır.
24 kez millî takımlara çağrılan Saffet Sancaklı 1 kez Türkiye U-21 ve 20 kez de Türkiye A Millî takımı olmak üzere toplam 21 kez millî takımlar formasını giydı ve bu karşılaşmalarda 6 gol kaydetti. A Millî takımla 1996 Avrupa Futbol Şampiyonasına katıldı.

Kulüp Başarısı

  • Türkiye 1. Lig: 1
1991-92 (Kocaelispor ile)
  • Türkiye Başbakanlık Kupası: 3
1988 (Beşiktaş ile), 1995 (Galatasaray ile), 1998 (Fenerbahçe ile)




Profesyonel kariyeri
YılKulüpMaç (gol)
1983-1985
1985-1987
1987-1988
1988-1989
1989-1990
1990-1991
1991-1994
1994-1995
1995-1996
1996-1998
1998-1999
Kültürspor
Vefa
Beşiktaş
Eskişehirspor (kiralık)
Konyaspor
Sarıyer
Kocaelispor
Galatasaray
Kocaelispor
Fenerbahçe
Konyaspor
076 (12)
065 (23)
025 0(4)
030 (11)
024 (10)
010 0(0)
088 (45)
043 (31)
019 (14)
058 (21)
016 0(8)
Millî takım kariyeri
1988
1992-1996
Türkiye Türkiye U-21
Türkiye Türkiye
001 0(0)
020 0(6)

11 Ağustos 2010 Çarşamba

İlhan Mansız

Aslen Kırım Tatarlarından olan Eskişehir'li Mansız ailesinin 3 çocuğundan biridir. 1975 yılında Almanya'da dünyaya gelmiştir. Futbol hayatına Almanya'da başlamıştır.  Augsburg takımıyla Almanya Gençler Şampiyonluğu yaşayan İlhan, bir sene sonra ülkenin köklü takımlarından FC Köln'e transfer oldu. 19 yaşında yaptığı bu transferle futboldan ilk defa para kazandı. Kazandığı ilk parayla kendisine bir müzik seti almıştır.
Bundan sonraki dönemde ise ailesinin baskısıyla, Türkiye'deki futbol macerası başladı. İki senelik sözleşme ile Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Ancak uyumsuzluk ve başarısızlık sebebiyle 6 ay sonra Almanya'ya döndü. Münih Türkgücü'nde amatör olarak futbola devam ederken parasal sorunlar nedeniyle tekrar Türkiye'ye dönmeye karar verdi. İkinci Türkiye seferine İkinci Lig takımlarından Kuşadasıspor'da başladı.
Daha önceki Türkiye deneyiminde yaşadığı uyum sorunu Kuşadası'nda yine baş gösterdi. Kuşadası'ndan Samsunspor'a transferinden sonra futbolu bırakarak, yarım bıraktığı FOS Kempten Ekonomi Bölümü'ne devam etmeyi düşündü. Fakat son anda verdiği kararla Samsun'da kaldı.
Samsun'da 3 sezon boyunca son derece başarılı bir performans gösterdi. Samsunspor ile sözleşmesinin bitmesi üzerine gelecek sezon için Galatasaray ile sözleşme imzaladı. Fakat daha sonra Beşiktaş'ın daha cazip bir teklif yapması üzerine Galatasaray ile sözleşmesi bulunmasına rağmen, Beşiktaş'a da imza attı. Dönemin Beşiktaş yönetiminin Galatasaray'a ricası üzerine, Galatasaray İlhan'ı şikayet etmekten vazgeçti ve olaylı bir şekilde Samsunspor'dan takım arkadaşı Tümer Metin ile beraber Beşiktaş'a transfer oldu. Beşiktaş'ta ilk sezonu olan 2001-2002 sezonunda başarılı performansını sürdürdü ve attığı 21 golle gol krallığına ulaştı. Bu sayede Milli Takım'a kadar yükseldi. Milli Takıma ilk defa çağrıldığında ;"En büyük hayallerimden biri de"Milli" olmaktı. Sağolsun Şenol Güneş hocam performansımı beğenmiş olacak ki beni Milli Takım kadrosuna dahil etti. Artık yapmam gereken tek birşey kaldı; başarılı olmak." diyerek önüne yeni bir hedef koyan İlhan, Dünya Kupasında gösterdiği perfonmans ile bu hedefe ulaşmanın gururunu yaşadı. Dünya kupası sonrası uzun süren sakatlıklar serisi başladı ve bir sonraki sezon olan 2002/2003 sezonunda uzun süre Beşiktaş'ta kadroya giremedi. Ancak sezon ilerledikçe düzeldi ve lig şampiyonluğunda büyük rol aldı.
2003-2004 sezonuna da son derece başarılı bir başlangıç yapan İlhan Mansız, devre arası Japon takımı Vissel Kobe'ye transfer oldu. Ancak Japonya'da da kısa sürede sakatlandı, forma giydiği tek maçta da sarı kart gördü ve gol atamadı. Sözleşmesi iptal edildi.
Daha sonra Almanya'ya döndü ve kısa süren Hertha Berlin ile anlaşması yine sakatlığı nedeniyle iptal edildi. 2005-2006 sezonunda sakatlığı geçti ve Sezon başında Ankaragücü'ne transfer oldu. Ankaragücünde oynadığı 9 maçta 4 gol atarak, başarılı bir performans sergiledi. Futbol kariyerindeki son resmi golü de, Ankaragücü formasıyla 30 Ekim 2005 tarihinde oynanan Süper Lig maçında Beşiktaş'a attı.
2006-2007 sezonu başında Almanya'da geçirdiği trafik kazası nedeniyle futbolu bıraktığını açıkladı.
11 Ağustos 2008 yaptığı açıklamada futbola yavaş yavaş yaklaştığını söyleyerek, önümüzdeki sezon (2009-2010) futbol oynayabileceğini söyledi. Mansız, "Sakatlığımla ilgili şu anda Almanya'da tedavim devam ediyor. Hem antrenman hem de tedavi programlarını aksatmadan İzmir'de dizi çekimlerine gidiyorum. Bu çalışma temposunda yaklaşık olarak iki devre arasında bir takımla antrenman çalışmalarına gelmiş olacağım. Futbola yavaş yavaş yaklaşıyorum. Yaklaşık 2 senedir futboldan uzak kaldım. Hiç kimse 2-3 ay içinde futbola dönmemi bekleyemez. Gerçekçi olursak en erken bundan sonraki sezonda futbola dönebileceğimi düşünüyorum" dedi. 2009 yılının Temmuz ayında futbola yeniden dönme çabası içinde 1860 Münih ile deneme maçlarına çıkmış, oynadığı ilk maçında gol atmıştır. İkinci hazırlık maçında iki gol birden atarak eski günlere dönüşünün sinyallerini vermiş ancak 1860 Münih klübü İlhan Mansızla anlaşma imzalamamıştır.
İlhan Mansız, 2009 Ekiminin sonunda futbola veda ettiğini açıkladı
38 kez A Milli Futbol Takımı forması giyen İlhan Mansız, bu maçlarda 7 gole de imzasını attmıştır. Türk Milli Futbol Takımı'nın dünya üçüncüsü olarak tarihe geçtiği 2002 FIFA Dünya Kupası'nda üç gol attı. Ancak bu goller içinde çeyrek final maçında Senegal'e uzatmalarda (dakika 94) attığı altın gol hayatının en önemli golü oldu. Bu sayede tüm dünyada tanınır hale geldi.
İlhan, Kuşadasıspor'da 37 maçta 19 gol, Samsunspor'da 89 maçta 26 gol, Beşiktaş'ta 66 maçta 36 gol atmıştır. 

İlhan Mansız'a bilhassa Senegal maçında attığı gol için teşekkür eder mutlu seneler dilerim.

16 Temmuz 2010 Cuma

ONİKİ

  Geçenlerde Beyoğluna taşan reklamlarına kanıp aldığım, tarihsel roman tarzında başlayıp okuyucuyu  ''yine mi!'' dedirten vampir romanına dönüşen, 526 sayfalık, her bir sayfasında gereksiz bir paragrafına şahit olduğum, 130 ile 190 sayfaları arasını okumasan da olur diyebileceğim kitaptır. Belki kitap için gereğinden fazla karamsar bir giriş yaptım ama bir cümle içerisine sıkıştırdığım, aklımda kalan şeylerin biri hariç hepsi budur.Kitabı bitirdim ve konu yada kitapta geçen olaylardan aklımda en fazla yer eden şey kitabın başında anlatılan hikayedir.Geriye kalan 507 sayfalık kısım, başta anlatılan ve asıl amacı bu gerilim romanına teşbih edilen bölümün uzunudur. Sonrasında geçen sayfalar baştaki hikayenin ışıltısı altında kalıyor.Bu hikaye nasıl mı?
  Zamanında bir Rus kasabasında geçtiği rivayet ediliyor. Kasabayı sıçanlar basıyor ve halk ne yaparsa yapsın bunun önüne geçemiyor. Sıçanlardan gına geldiği an köye bir tüccar geliyor. Katarının çektiği bir at arabasının arkası bir branda örtülüymüş. Halk derdini anlatıyor ve tüccar dermanının kendisi olabileceğini iddia ediyor. Kasabalılar bunu nasıl çözeceklerini sorduğunda cevaplamıyor. Paranın ilk kısmının ödenmesinin ardından öğreneceklerini temin ediyor. Sıçanlardan gına gelmiş köylüler ödemeyi yapıyor ve tüccar katırların çektiği at arabasının arkasındaki brandayı kaldırıyor. Arkadakiler kafesler içerisindeki maymunlarmış. Tüccar kasabalılara maymunların salıverilmesinden önce çocukların dışarı çıkmamalarını öneriyor. Kasabalılar kabul ediyor ve çocuklar maymunlar işlerini bitirinceye kadar sokaklara çıkmıyorlar. Bundan sonrasını kitaptan aynen aktaracağım;
  "Maymunlar kasabaya salınmasından sonraki on dördüncü günün kuşluk vakti ilk maymun uyumak üzere tüccarın kafesli arabasına geri döndü. Akşamın erken saatlerinde hepsi dönmüşlerdi. Tüccar kafesi kilitledi, brandayı yeniden kafesin üstüne örttü, ödemesini aldı ve gitti. Ve kasabanın insanları sessizliğe gömüldüler... Ancak  günler geçtikçe insanlar sessizliğin ağırlığını daha çok hissetmeye başladı. İlk başta sessizliğin bu kadar göze çarpmasının sebebinin,son iki haftadır kasabada olan gürültünün birden kesilmesi diye düşündüler ama sonradan fark ettiler ki kasaba gerçekten de eskiden olduğundan çok daha sessizdi.Bu boşluğu konuşmaları ve gündelik yaşantılarında çıkardıkları seslerle doldurabilirlerdi, ancak bunun ötesinde hiçbir ses yoktu. Bu sessizlik mutlak, tam bir sessizlikti... Sessizlik vardı , çünkü hiç kuş cıvıltısı yoktu.Tüccarın yaratıklarıişlerini bitirdikten sonra, bu kasabada bir tane bile canlı kuş bırakmamıştı. Ve kuşlar bir daha asla o kasabaya geri dönmediler".

1 Temmuz 2010 Perşembe

Ertuğrul Sağlam

19 Kasım 1969'da Zonguldak'ta dünyaya geldi. İlk, orta, lise eğitimini Ereğli’de tamamladıktan sonra bu dönem içerisinde Ereğli Erdemirspor’un Minik, Yıldız, Genç ve Amatör takımlarında futbol oynayıp, daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji ve malzeme mühendisliği bölümünü kazandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ye kayıt yaptırırken, o dönemde Fenerbahçe’nin alt yapısında görevli olan Yılmaz Yücetürk’ün tavsiyesi ile Fenerbahçe Genç Takımı’na gitti. Daha sonra incirlide çalışmaya devam etti. Burada hem futbol hem de üniversite hayatını devam ettirdi.Samsun Spor Akademisi(Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu)'nde Antrenörlük Eğitimi bölümünü bitirdi daha sonra aynı bölümde master yaptı. Aynı zamanda Genç Milli Takım formasını giydi.
Bir sezon sonra 1986 yılında Fenerbahçe’den ayrılıp, Gaziantepspor’a transfer oldu. İlk profesyonel futbol hayatı böyle başlamıştı. Sonra Gaziantep’te bir sene daha oynayıp Samsunspor’a transfer oldu. Samsunspor’da her yıl yükselen bir grafikle 5 sezon forma giydi ve Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray O’nu renklerine bağlamak için yarışa girdi. Bu transfer yarışının sonunda, 1994-1995 sezonunda Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’la anlaşarak, Siyah Beyazlı formayi tam 6 yıl giydi. Ertuğrul Sağlam ’ın ilk sezonunda başarılı performansı ve 28 golü, Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşıdı. Siyah Beyazlı formayla 6 sezonda toplam 167 lig maçı oynadı ve 103 gol attı. Forvet olarak başarılı olan ve bir çok önemli gole imza atan Ertuğrul Sağlam, John Benjamin Toshack’ın döneminde defansta da görev yaptı.
2000/2001 sezonunda Beşiktaş'ın yönetimine geçen Serdar Bilgili yönetiminin ilk transfer adımlarından biri olarak Samsunsporlu Erman Güraçar’la takas eldidi. 2003 yılı sonunda futbolu Samsunspor’da bıraktı. 250'in üzerinde maça çıktı ve 125 gol attı. İlk defa 27 Ekim 1993'de Polonya'ya karşı A milli olan Ertuğrul Sağlam, 26 kez A Milli Takım forması giydi. Bu maçlarda toplam 11 gole de imzasını attı.
Teknik direktörlük kariyeri :
Samsunspor
Ertuğrul Sağlam 2002-03 sezonunda futbolu bıraktığı Samsunspor'da sonraki sezon için antrenörlük yapmaya başladı. Eski hocası Gigi Multescu'nun istifası ile bir süre teknik adamlık yapıp, Erdoğan Arıca'nın gelmesi ile yardımcı teknik adam olarak görevine devam etti. 2004-05 sezonunda ise teknik direktör olarak görev yapmaya başladı. İlk turnuvası olan Karadeniz TSYD Kupası'nda Akçaabat Sebatspor'u finalde 4-1 yenerek kupayı aldı. Sezona iyi sayılabilecek bir başlangıç yapan Samsunspor'da, Sağlam 5 tane as futbolcusunu takımın huzurunu bozdukları için kadro dışı bıraktı. Sezonun gerisi de gergin geçti. Sağlam, Sebatspor maçında hakeme söylediklerinden doalyı 15 gün ceza aldı. 1-0'lık Diyarbakırspor yenilgisi sonrası ise taraftardan tepki gördü. Sezon sonunda da istifa etti. Sağlam'ın çalıştırdığı Samsunspor, 34 maçta 10 galibiyet 8 beraberlik ve 16 mağlubiyet alarak 38 puanla 12. oldu.

Kayserispor

Samsunspor'dan istifasından bir ay sonra Sağlam, bir önceki sezon düşmekten zor kurtulan Kayserispor ile anlaştı. Sağlam'lı Kayserispor sezona çok iyi başladı. Ligin ilk yarısını üçüncü olarak tamamladılar. Bu başarı ile devre arasında sözleşmesi iki yıl daha uzatıldı. Ocak 2006'da yayınlanan UEFA Şampiyonlar Ligi dergisi "The Champions", Sağlam'ı gelecek vaadeden 20 teknik direktör listesine koydu. Sağlam, Türkiye'yi temsil eden tek isimdi. Bu dönemde eski takımı Beşiktaş JK, teknik direktör Rıza Çalımbay'dan ayrılınca, Sağlam'a teklifte bulundu ancak Sağlam bunu reddetti. Sağlam, ikinci yarıda ilk yarıdaki performansını sürdüremedi. Üçüncü Beşiktaş'ın 3, dördüncü Trabzonspor'un ise 1 puan gerisinde, aynı puanı aldığı Gençlerbirliği'ni averaj ile geçip 51 puanla 5. olan Kayserispor, Intertoto Kupası'na katılma hakkını da elde etti. Bu da Kayserispor'un ilk Avrupa macerası olacaktı. Takım, sezon içinde Fenerbahçe ve Galatasaray'dan sonra en golcü takım olmuştu. Türkiye Kupası gruplarında ise birinci olup, çeyrek finalde Beşiktaş'a elendiler.
Kayserispor sezonu Intertoto Kupası maçları ile açtı. 2. turdan başladığı kupada önce Macar takımı MFC Sopron'u eledi. 3. turda ise Yunan takımı A.E. Larissa'yı eledi. Böylece UEFA Kupası'na katılma hakkı kazandı. 2. turdan girdikleri kupada Arnavut takımı KF Tirana'yı elediler. 3. tur Hollanda takımı AZ Alkmaar'a deplasmanda 2 gol atıp 3-2 yenildiler, kendi sahalarında ise 1-1 berabere kalarak elendiler. Ligde ise ikinci yarının başındaki performansı ile ilk 3 sırayı zorladılar. Mayıs ayında, Sağlam Gaziantep maçında hakeme dedikleri yüzünden yine 3 maç ceza aldı. Lig sonunda ise üçüncü Galatasaray'ın 5, dördüncü Trabzonspor'un 1 puan gerisinde kalıp 5. oldu ancak Avrupa Kupaları'na gidemedi.

Beşiktaş

Jean Tigana'dan ayrılan Beşiktaş, yine Ertuğrul Sağlam'a teklifte bulundu ve Mayıs ayında Beşiktaş ve Sağlam anlaştılar. Sağlam'ın gelmesi ile Beşiktaş'ta Rüştü Reçber, Hakan Arıkan, Mehmet Yozgatlı, Eduard Cisse, Lamine Diatta, Federico Higuain gibi futbolcular takıma dahil edildi. Şampiyonlar Ligi'nde Sheriff ile oynadığı maçla resmi olarak Beşiktaş'la maçına çıkan Ertuğrul Sağlam, Süper Kupa 2007'de Fenerbahçe'ye 2-1 yenilerek kupayı kaptırdı. Ancak önce Sheriff ve Zürih'i eleyerek Beşiktaş tarihinde 4. kez Şampiyonlar Ligi gruplarına kalındı. Beşiktaş lige iyi başlasa da daha sonra hem ligde puan kayıplarına başladı, hem de Şampiyonlar Ligi'nde ilk iki maçını kaybetti. Porto ile oynanan maçta, yine bir hakem diyaloğu yüzünden tribüne yollandı. İstanbul'da 2-1'lik Liverpool galibiyti alındı. Bunun ertesinde Türkiye Kupası gruplarında Çaykur Rizespor'a karşı alınan mağlubiyet, sonra Fenerbahçe derbisinin 2-1 kaybedilmesi takımda ve yönetimde sıkıntılar yarattı. Bu maçın ardından oynanan Liverpool maçında, maç Şampiyonlar Ligi tarihinin en farklı skoru olan 8-0'luk sonuçla Beşiktaş'ın mağlubiyeti ile bitti. Sağlam, maçtan sonra Türk halkından özür diledi. Maçtan sonra istifa etmeyi düşünse de yönetim tarafından bu engellendi. Marsilya galibiyeti ile Beşiktaş umutlarını son maça taşısa da Porto'ya yenilince grup sonucusu olarak Avrupa'dan elendi.
Devre arasında Sağlam, Beşiktaş'a Filip Holosko ve Gordon Schildenfeld'i getirdi. Ancak bu transferler de Beşiktaş'a yararlı olmadı. Kupada Çaykur Rizespor'a elenildi. Ligde ise 1 Mart'ta oynanan Galatasaray derbisi kazanılıp Beşiktaş 4 yıl aradan sonra ilk kez bir haftayı lider geçirse de bu uzun sürmedi. 3 hafta süren liderlik İstanbul Büyükşehir Belediye yenilgisi ile sona erdi. Sezon sonunda lider Galatasaray'ın 6 puan gerisinde 3. oldu ve UEFA Kupası'na katılma hakkı kazandı. Sezon içinde de Tigana gibi Batuhan Karadeniz, İbrahim Kaş, Serdar Özkan, Mehmet Sedef gibi altyapı oyuncularına şans verdi.
2008-09 sezonuna Beşiktaş, UEFA 1. tura Siroki Brijeg'i eleyerek başladı. Lige ise iyi bir giriş yaptılar ve 5 maçta 3 galibiyet, 2 beraberlik aldılar. UEFA'da ise Metalist Kharkiv ile eşleşen Beşiktaş ilk maçı 1-0 kazanırken, deplasmanda 4-1 yenilerek taraftarlarını şaşırttı. Maçtan sonra Sağlam yöneticiler tarafından suçlanırken, istenirse istifa edebileceğini söyledi.

Bursaspor ve Şampiyonluk Hikayesi

Devre arasına kadar takım çalıştırmayan Sağlam, 2009'da Bursaspor'un başına geçti. Devre arası Yusuf Şimşek'i satıp eski takımından Ali Tandoğan ve Tuna Üzümcü'yü aldı. İyi bir ikinci yarı geçiren Sağlam, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın üç puan gerisinde 6. olarak bitirdi.
Sağlam sonraki sezon için takımın iskeletini bozmadı. Sercan Yıldırım ve Volkan Şen'i satmadı. Beşiktaş'tan Tomas Zapotocny ve Arjantin'den Pablo Batalla alındı. Sağlam, sezon başı açıklamasında şampiyonluk hedefinin gerçekçi olmadığını, geçen seneki ivmenin devam etmesini istediğini söylemişti. Sağlam, 2009-10 sezonuna ligin en genç teknik adamı olarak başladı. Sezon içinde Türkiye teknik direktörlüğünü bırakan Fatih Terim'in yerine geçeceği söylentileri çıksa da Sağlam bunu kabul etmedi. Lige çok iyi bir başlangıç yapıp ilk mağlubiyetini 7. hafta aldı. İlk yarıyı 3. olarak tamamlandı. İlk yarı Galatasaray'ı 1-0, Beşiktaş'ı da 2-1 geriden gelip 3-2 yendiler. İkinci yarı deplasmanda Fenerbahçe'yi de 2-0 geriden gelip 3-2 yendiler. 24. haftada birinciliği yakaladılar. Diyarbakır ile oynadıkları maçı 17. dakikada Diyarbakır seyircisinin takımı taşlaması yüzünden tatil edildi, daha sonra Bursa'ya hükmen 3 puan verildi. Türkiye Kupası'nda ise grup birincisi oldular. Çeyrek finalde ise deplasmanda Fenerbahçe'ye 3-0 yenilseler de rövanşta 3-0 öndeyken son dakika golü ile skor 3-1 olunca elendiler.
Galatasaray maçı 0-0 bitince 7 haftalık liderlikten olan Bursaspor, son hafta Beşiktaş'ı 2-1 yendi.Rakibi Fenerbahçe, kendi sahasında Trabzonspor ile berabere kaldı ve Bursaspor şampiyonluğunu ilan etti. Bu Türkiye Süper Lig'inde 4 takım dışında ilk kez bir takımın şampiyonluğunu ilan etmesi sebebiyle önemliydi. Ertuğrul Sağlam da teknik direktör olarak ilk lig şampiyonluğunu burada yaşadı. Bursa'da yapılan kutlamalarda "Adam gibi adam, Ertuğrul Sağlam" sloganları ile taraftarlar tarafından sevgi gösterilerinde bulunuldu.


Başarıları

Kulüp

  • Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri
    • 1996 - Türkiye Türkiye
  • UEFA İntertoto Kupası 3. Turu geçmeyi başarıp UEFA Kupası'na katılmaya hak kazandı.
    • 2006 - Kayserispor
  • Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu
    • 1994/95 - Beşiktaş JK
    • 2009/10 - Bursaspor (Teknik Direktör)
  • Türkiye Kupası Şampiyonluğu
    • 1998 - Beşiktaş JK
  • Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu
    • 1994 - Beşiktaş JK
    • 1998 - Beşiktaş JK
  • Başbakanlık Kupası Şampiyonluğu
    • 1997 - Beşiktaş JK
  • Atatürk Kupası Şampiyonluğu
    • 2000 - Beşiktaş JK
  • TSYD Kupası Şampiyonluğu
    • 1996 - Beşiktaş JK

 Bireysel

  • Türkiye Süper Ligi 100'ler kulübü
    • En çok gol atan 14. futbolcu. (328 Maçta 126 gol)


1 Mayıs 2010 Cumartesi

Şifo Mehmet - Mehmet Özdilek

Mehmet Özdilek, 1 Nisan 1966'da Samsun'da doğdu. Futbola Samsun Ladikspor'da başladı. Amatör olarak burada oynarken 2. ligde mücadele eden Kahramanmaraş Spor Kulübü'ne transfer oldu. Çok başarılı bir sezon geçirerek takımının 1. lige çıkmasında büyük pay sahibi oldu.
Oyun stili ile dönemin Belçika'lı yıldız futbolcu Enzo Scifo'ya benzemesi nedeniye kendisine bu futbolcunun adı antrenörü tarafından lakap olarak takıldı ve futbol hayatı boyunca Şifo Mehmet olarak anıldı.
Kahramanmaraş'taki performansı ile büyük takımların dikkatini çekti ve 1988 yılında aktif futbol hayatını tamamlayacağı Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne transfer oldu. 13 sezon boyunca aralıksız olarak Beşiktaş'ta forma giydi ve çalıştığı her teknik direktör tarafından ilk 11'in değişilmez oyuncusu olarak oynatıldı. Sadece John Toshack döneminde Galli teknik direktör ile bir sürtüşme yaşadı ve yedek oyuncu olarak bir dönem geçirdi.
Orta saha ve zaman zaman forvette yer aldı. Kısa boyuna karşın zamanlaması ve futbol zekası ile sayısız kafa golü atan Mehmet Özdilek, oynadığı 387 lig maçında 130 gol kaydetti. Bu rakam ona, tüm zamanlarda Türkiye Birinci Ligi'nde en çok gol atan orta saha futbolusu unvanını getirdi. Hayatında sadece bir kart yemiş olması, onun ne kadar centilmen biri olduğunu göstermektedir. Fakat bu kart, bir kırmızı karttı ve kariyerin sonuna doğru verilmişti.
4 lig, 4 kupa, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 5 TSYD Kupası Şampiyonluğu yaşadı. 31 kez A, 7 kez Olimpik olmak üzere Milli formayı 38 kez giydi.


4 Ağustos 2001 günü AC Milan ile BJK İnönü Stadı'nda oynanan jübile maçı ile aktif futbol hayatına son verdi. Bu maçta Beşiktaş'ın Milan'ı yenmesi ile Türk futbol tarihinin en görkemli jübilelerinden biri yaşandı. Türk Eğitim Gönüllüleri'ne yaptığı unutulmaz bağış ile birçok futbolcuya örnek oldu. Son 3 yılında Beşiktaş'a kaptan olarak hizmet veren Mehmet Özdilek, futbolu bıraktıktan sonra 1 yıl boyunca İngiltere'de antrenörlük ve yabancı dil eğitimi gördü.Manchester United´de Sir Alex Fergusonun yaninda ve Newcastle United´de Sir Bobby Robson in yaninda staj gördü. Şuan Antalyasporun başında bulunuyor. Mehmet Özdilek, futbol tarihimizin en iyi orta saha oyuncularından biri olarak kabul edilir. Kişiliği ile birçok genç futbolcuya örnek olmasının yanısıra sadece Beşiktaş taraftarları tarafından değil bütün takım taraftarları tarafından saygı görmektedir. Mehmet Özdilek ile ilgili unutulmaz bir maçla yazımı bitirmek istiyorum. Bir Fenerbahçe Beşiktaş maçıyla...
F.Bahçe-Beşiktaş: 2-2
1991 yılının Kasım ayından oynanan mücadele bitti ancak tartışmaları bitmedi. Önüne geleni deviren ezeli rakipler Kadıköy’de kozlarını paylaşıyor… Fenerbahçe son dakikaya 2-1 önde girerken sol kanattan gelen Beşiktaşlı Mehmet Özdilek’in sert vuruşu kaleye paralel şekilde yoluna devam ediyor. Ardından Semih meşin yuvarlağı uzaklaştırıyor ancak yardımcısının kararına uyan maçın hakemi Ahmet Çakar uzun yıllar tartışılacak bir karara imza atıyor ve Beşiktaş’a golü veriyor: 2-2
Sahadayken futbolun güzelliklerini bize gösteren Şifo Kaptan'ın antrenörlüğünde de bu güzellikleri göstereceğine inancım tam.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Aykut Kocaman

"Aykut Kocaman, bu ülkenin futbol çölünde bir vahadır"
                                                                            Barış Tut
45 yıl önce bugün Sakarya'da dünyaya geldi. Bir futbolsever olarak öncelikle Sakarya'ya ve Sakaryaspor'a teşekkür etmek istiyorum bir futbol yıldızını daha futbolumuza kazandırdıkları için. 1984-88 yılları arasında Sakaryaspor forması giydi. Yani Sakaryasporun Altın yıllarında efsane kadrosunun arasındaydı. Bu kadro 2. ligten 1. lige takımı çıkarmakla kalmadı. Aykut Kocaman, 87-88 sezonunda Türkiye Kupası'nı çeyrek finalde Fenerbahçe'yi deplasmanda 5-1 yenerek, Beşiktaş'ı yarı finalde 4-0'lık skorlarla eleyerek ve finalde de Samsunspor'u 2-0 ve 1-1'le geçerek uzanan Sakaryaspor'la birlikte hem profesyonel kariyerinde ilk kupasıyla tanıştı hemde F.Bahçe'nin dikkatini çekti. 4 sezonda 52 maçta 35 gol attığı Sakaryaspor'dan efsane olacağı F.Bahçe'ye 1988 yılında geçti. 215 maçta 140 gol attı. Özellikle F.Bahçe'deki ilk senesinde ligde 34 maçta attığı 29 golle hem 88-89 sezonunun gol kralı oldu hemde takımını şampiyonluğa taşıdı. İlk gol krallığının ardından iki kere daha bu tacı almaya hak kazanan Kocaman, 95-96 yılındaki şampiyonluktan sonra futbolculuğunu futbolu bırakana kadar İstanbulspor'da sürdürmüştür. İstanbulspor'da geçirdiği 4 sezonda 81 maçta 37 gol atmıştır.
1 kez Türkiye U-21, 15 kez de Türkiye A Milli Takım olmak üzere 16 kez milli formayı giymiş, bu maçlarda bir gol atmıştır.
Süper Lig tarihimizin en fazla gol atan 5. futbolcusu olan Kocaman, 352 maçta fileleri 200 kez sarsmıştır.


2000 yılında futbolu bırakan Aykut Kocaman, İstanbulspor'da teknik direktörlüğe başlamıştır. Sırasıyla, Malatyaspor, Konyaspor ve Ankaraspor takımlarını çalıştırmıştır. 2009-2010 sezonunda Fenerbahçe'de sportif direktör olarak görev yapmıştır. (Dönemin teknik direktörü Daum'dur.)
Fenerbahçe'nin sembol isimlerinden biri olan Kocaman efendiliği ile taraflı, tarafsız herkesin gönlünü feth etmiştir. Saygıdeğer teknik adama doğum gününden dolayı nice sağlıklı, mutlu yıllar diler, futbolumuzun geleceği için yapacağı katkılara şimdiden teşekkür ederim.

Başarıları

Futbolcu olarak

Bireysel

6 Mart 2010 Cumartesi

Brezilyalı - Ahmet Suat Özyazıcı

1936 yılında Trabzon da doğdu. Önce Trabzon İdman Ocağı'nda, daha sonra Trabzonspor da oynadı. Trabzonspor ilk şampiyonluğunu ve iki şampiyonluk hariç diğer tüm şampiyonluklarını onun yönetiminde kazanmıştır. Kendisine, oyunculuk yıllarında göze hoş gelen oyunundan, hep hücumu düşünmesinden ve taktikleri başarıyla uygulayabilmesinden ötürü taraftar ve yorumcular tarafından "Brezilyalı" benzetmesi yapılmıştır.
Futbol hayatına Yolspor'da başlamıştır. Daha sonra zamanının Trabzon'daki (İdmangücü ile birlikte) en popüler futbol takımı olan İdmanocağı'nda gerçek anlamıyla futbola kendini adamıştır. İdmanocağı ve İdmangücü arasındaki rekabetin bir getirisi olarak; Trabzon'daki futbol kültürünün bağrında yetişen Özyazıcı, Trabzon'daki futbol kulüplerinin Trabzonspor çatısı altında birleşmesiyle Trabzonspor'da top koşturmaya başlamıştır.11 kez Amatör Milli Takımda yer aldı.
Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük kariyerine başlayan Özyazıcı, Trabzonspor'u değişik dönemlerde çalıştırmıştır. Trabzonspor'un Anadolu İhtilali yaparak, 1975-1980 ve 1983-84 aralıklarında kazandığı şampiyonluklarda Trabzonspor'un önderliğini yapmıştır. Bu şampiyonluklarla Türk futbol tarihinde bir ilk gerçekleşmiş; İstanbul takımları olan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş dışında ilk kez bir Anadolu takımı şampiyon olmuştur. Bu şampiyonluklar Türk futboluna "Dört Büyükler" kavramını kazandırmıştır. Özyazıcı'nın bu başarıları, onun Trabzonspor taraftarları arasında "efsanevi" olarak tanımlanmasını sağlamıştır. 1986 yılında Milliyet'in düzenlediği "Yılın Türk Teknik Adamı" ödülüne layık görülen Özyazıcı, ayrıca Türkiye'nin en çok şampiyonluk gören yerli teknik direktörüdür.
Özyazıcı, son olarak Sarıyer ve Vanspor'u çalıştırmış; daha sonra ise herhangi bir takımı çalıştırmamıştır. Ahmet Suat Özyazıcı ayrıca Trabzonspor'a kazandırdığı 5 şampiyonluğun yanısıra 6 kez Türkiye Süper Kupası şampiyonluğu, 6 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonluğu, 3 kez Türkiye Kupası şampiyonluğu ve bir kere düzenlenen Kıbrıs Barış Kupası şampiyonluğu kazandırmıştır.Özyazıcı, üst üste 5 kez olmak üzere toplam 6 kez Türkiye Kupası şampiyonu olan tek teknik direktördür.
"...Trabzonspor her zaman eleştirilir. Trabzonspor benim olduğum dönemde, şampiyonlukları yaşadığımız sezonlarda da çok eleştirildi. İki kupa aldığımızda niye 'üçüncü kupayı da almadınız' dediler. Hatta 3 tane kupa aldığımız dönemde bile 'niye dördüncü kupayı almadın' dediler bana. Ben de o zaman dedim ki 'statüde 4. kupa yok." oynadığımız statüde olsa belki onu da alırdım...”
Şu an Kemeraltı çarşısındaki nalbur dükkanında mütevazı bir yaşantı süren efsane teknik adam başardıklarıyla Türk futbolunun unutulmaz emektarlarından biri olmuştur.


Çok yaşa "Brezilyalı"!

25 Şubat 2010 Perşembe

Samsunspor'un Kralı - Serkan Aykut

35 sene evvel Ankara'da doğdu. Sessiz sedasız çok iş yapan golcülerdendi. Forvet pozisyonunda oynamaktaydı.Futbola Samsunspor altyapısında başladı. Minik, genç ve PAF takımlarda gol rekorları kırdı. A takım formasını ilk defa 1992/93 sezonunda giydi. 1994'ten itibaren Samsunspor'un değişmez forveti oldu.  Samsunspor taraftarınca seçilen Samsunspor Tarihinin En İyi İlk 11'i'nde yer almıştır.  1999-2000 sezonunda, 30 golle gol kralı olduktan sonra 7 milyon dolara Galatasaray'a transfer oldu. Bu kulüpte iki sezon başarılı maçlar çıkarmıştır ve 2000 yılında bir Süper Kupa kazanmıştır. Süper Lig'de bulunduğu süre içinde 188 gol atmıştır ve Süper Lig tarihinin en çok gol atan 7. oyuncusudur. Temmuz 2002'de Serkan Aykut, eski kulübü Samsunspor'la 5+1 yıllık sözleşme imzalamıştır. Son olarak Samsunspor kulübünde kadro dışı kalmıştır ve 2008-2009 sezonunda kariyerini noktalamıştır. Türkiye Olimpik Millî Futbol Takımı ile 1997 yılında oynanan Akdeniz Oyunları katıldı ve final müsabakasında İtalya Olimpik Millî Futbol Takımı'na yenilerek ikincilik kazanan kadroda bulundu.
YılKulüpMaç (gol)
1992-2000
2000-2002
2002-2009
Samsunspor
Galatasaray
Samsunspor
207 (76)
085 (23)
267 (48)

1 Ocak 2010 Cuma

Güven Önüt

   1959-1960 sezonunda namağlup şampiyonluğa koşan Beşiktaş, İzmir deplasmanında... Siyah-Beyazlıların, önüne geleni deviren o ünlü kadrosu, bu kez şaşkına dönmüş durumda. Ege'nin başarılı takımı İzmirspor, Beşiktaş'ı 3-1 yeniyor, 3 gol de aynı futbolcudan geliyordu. Uzun boylu, her iki ayağını da mükemmel kullanan ve gol vuruşları harika olan bu genç, adeta Beşiktaş savunmasını tek başına dağıtıyordu. Ve bu maç Aydınlı gencin kaderini de değiştiriyordu bir anlamda.
Güven Önüt 1940'da Aydın'da doğdu. 16 yaşında, Aydınspor'da futbola başlayan Güven, İzmirspor formasıyla devam etti ve bu renkler altında büyük üne kavuştu. Onun santrafor oynadığı 1958-1959 ve 1959-1960 sezonlarında İzmirspor, üç büyüklerin tozunu atmıştı. 1960 yılında Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş Güven'i transfer etmek için kıyasıya bir rekabete girdiler. Ancak Güven, arkadaşı Kaya Köstepen'in de isteğiyle Beşiktaş'ı tercih etti.
   Kendisi has çalımlarıyla rakiplerini ekarte edişi, şık kafa golleri, isabetli pasları, ve sert şutlarıyla dikkatleri çekti.
   Kısa sürede siyah-beyazlı ekibin en önemli forveti olmuştu. Amatörlükten profesyonelliğe geçişte bir kural ihlal ettiği için ceza alan Güven 1960-1961 sezonunda sadece 11 maçta görev yapabildi. Ardından askere çağrılan genç yıldız 1961-1962 sezonunda da 21 maçta forma giydi. Üst üste gelen şanssızlıkları atlatan Güven 1963-1964 sezonunda 19 golle Beşiktaş'ın ilk gol kralı oldu.Yugoslav Teknik Direktör Spajic yönetiminde 1965-1966 ve 1966-1967 sezonlarında lig şampiyonu olan Beşiktaş'ta da forma giyen Güven, 1968-1969 sezonunun sonunda siyah-beyazlı formaya veda etti. Siyah beyaz'lı forma altında iki Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadı. 1960-1969 yılları arasında 225 maçta oynayıp, 94 gol attı.Kısa aralıklarla Trabzonspor ve Orduspor'da oynadıktan sonra, Beşiktaş formasıyla jübile yaptı.
   Güven Önüt, Beşiktaş'ın ve Türk futbolunun en büyük golcülerindendi. Güven Önüt, toplam 2 defa A milli, 1 defa Ümit Milli takım formasını giymiştir. Beşiktaş'ta lig dışında Türkiye Kupası'nda 5, Atatürk Kupası'nda 1, TSYD Kupası'nda 3, Balkan Kupası'nda 1 gol atmıştır. Attığı gollerden 8 tanesi Fenerbahçe'ye, 6 tanesi Galatasaray'a karşı atılmıştır.
   Bugün yaşasaydı 70 yaşına basacaktı. Nur içinde yat büyük golcü...

BAŞARILARI:
- Beşiktaş formasıyla 1965-1966 ve 1966-1967 Türkiye Lig Şampiyonluğu
- Beşiktaş formasıyla 1963-1964 sezonunda 19 golle Türkiye Ligi gol krallığı

İSTATİSTİKLERİ
SezonTakımÜlkeMaçGol
1959İzmirsporTürkiye
1959-1960İzmirsporTürkiye
1960-1961BeşiktaşTürkiye(Lig 11)(Lig 5)
1961-1962BeşiktaşTürkiye(Lig 21)(Lig 7)
1962-1963BeşiktaşTürkiye(Lig 24)(Lig 15)
1963-1964BeşiktaşTürkiye(Lig 27)(Lig 19)
1964-1965BeşiktaşTürkiye(Lig 6)(Lig 4)
1965-1966BeşiktaşTürkiye(Lig 8)(Lig 6)
1966-1967BeşiktaşTürkiye(Lig 15)(Lig 5)
1967-1968BeşiktaşTürkiye(Lig 5)(Lig 0)
1968-1969BeşiktaşTürkiye(Lig 16)(Lig 1)
TrabzonsporTürkiye
OrdusporTürkiye
BEŞİKTAŞ'TA TOPLAM(Lig 133)(Lig 62)

"1960 yılının temmuzunda beşiktaş güven önüt’ü transfer ettiğinde, o zaman genç bir beşiktaş taraftarı olan ben, beşiktaş mecmuasında güven’in resimlerini hayranlıkla seyretmiş hakkında yazılan yazıları bir solukta okumuştum. güven aynı gol kralı galatasaraylı metin oktay gibi izmirspor’dan geliyordu. metin’den biraz daha uzun boylu ve narin yapılıydı. hava toplarına son derece hakim, her iki ayağı ile topa kolayca vuran bir oyuncuydu. topu sürdüğünde ve dripling yaptığında top ayağına mıknatısla bağlı imiş gibi bir santim bile açmazdı. bugün ilhan mansız genç kızlar için ne kadar popülerse, güven de o zamanlar genç bir yıldız olan marlon brando’ya benzeyen fiziği ile genç kızların sevgilisiydi.
Güven Beşiktaş’a geldiğinde tam yirmi yaşında idi , yani 1940 doğumluydu. beşiktaş’ta ilk yılları umulduğu gibi iyi geçmedi. güven menisküs ameliyatı geçirdi ve birkaç sene kendini toparlayamadı. 1962 yılında spajic isimli yugoslav antrenörün çalıştırdığı beşiktaş son maçta, bir puan önünde olduğu galatasaray’a bir penaltı golü ile yenildi ve şampiyonluğa veda etti
o yıllar şenol ve birol'un yüz bin lira transfer ücreti karşılığında, - ki o zaman bu büyük paraydı - fenerbahçe’ye transfer olduğu yıllardı. artık güven beşiktaş’ın tek yıldızı idi. bu kadro galatasaray’dan gelen suat mamat , genç takımdan gelen sanlı sarıalioğlu ve yusuf tuna ile takviye edildi. bu kadro birkaç sene sonra gene spajin antrenörlüğünde lig şampiyonluğunu sırtladı. aynı yıllarda güven, 19 gol ile gol kralı oluyordu. bu gol krallığının şüphesiz en önemli yanı, aralıksız her yıl gol kralı olan metin oktay’ın tacının ilk defa başka bir oyuncuya geçmesiydi.
Bana Guven’in bir golunu anlat derseniz aklima Mithat pasa stadyomunda oynanan bir Galatasaray maci aklima gelir. Mac balcik halindeki stadyomunda , sagnak yagmur altinda oynanmaktadir.Ilk devrenin bitmesini iki yada uc dakika vardir ve durum sifir sifirdir. Besiktas Gazhane tarafindaki kaleye hucum etmektedir. Kucuk Ahmet kornerden bir orta yapar, Guven herkesin uzerinden yukselir ve Turgayin mudahelesine ragmen topu aglara yollar. Bundan hemen bir dakika sonra bu defa sagdan Arif bir orta yapar, Guven yerden bir metre yukeklikteki topa , havada ucarak vucudunu yere paralel hale getirir ve nefis bir vole cakar. Golcu oyuncu balcik tarlasina duser, camur icindeki yuzunu sahadan kaldirir ve kaleye bakar. Top aglardadir. Kendisini sevincle bir kere daha camura birakir. Yerde yatarken, sıkılı sag yumrugu zaferi isaret edercesine havaya kalkmistir. Belligime kazidigim bu ani hic bir zaman unutmayacagim."


cem özmeral
24 şubat 2003